“Mejigorye” Yolsuzluk Müzesi Olursa Türk’ün Aklına Ne Gelir?

Mejigorye denilen yer devrik Ukrayna Cumhurbaşkanı Yanukoviç’in malikanesini barındıran bir komplex. Yazılanlara göre 1400 dönüm imiş. Hakikaten benim Kiev’de gördüğüm en güzel yer. Bahçelerindeki heykelleri bile bizim müzelerde gördüğümüz cinslerden. İnanın o heykeli ben bahçeye, ağaçların arasına değil, evin en gözde noktasına koyardım sadece. Artık geriye kalan şatafatı siz düşünün. Bu Yanukoviç usta bildiğiniz yolsuz. Götürdüğü miktar olarak 100 milyar dolardan bahsediliyor. Doyumsuz bir yolsuz. Öyle böyle değil. Bizde bu derece örneği oldu mu, bilemiyorum. Bankalara el konulma döneminde oldu birşeyler ama bir devlet görevlisinde hiç rastlamadık. Ukrayna’da yollu mu var diyebilirsiniz? Fırsatını bulan herkes herşeyi çalabiliyor. Üç kuruşluk şeylerin bile bir anda nasıl ortadan kaybolduğuna gündelik hayatımızda çok şahit oluyoruz.

Geçtiğimiz Mart ayında Mejigorye‘ye gitmiştik. Maidan olayları henüz devam ediyordu ve girişte silahlı kişiler vardı. Bağış niyetine koydukları bir kutuya para atmanız gerekiyordu içeri girmek için. Güvenlik açısından herhangi bir sorun yoktu. Kiev Denizi diye tabir edilen baraj gölünün  hemen kıyısında eğimli bir araziye konuşlanmış belki de Kiev’deki en güzel noktalardan birisi. Malikane mühürlenmiş ve kapalı olduğundan gezememiştik. Aşağı yukarı tüm çevreyi yürüyerek gezdik. Ben bayıldım. Kiev’de gördüğüm en güzel parklar buradaydı. Her yer gayet düzenli ve temiz, pırıl pırıl. Çimler taze kesilmiş. Göletler, köprüler. Değişik köşkler. Helikopter pisti. Spor salonu. Çok özel sauna. Şelale. Sonradan Milli Park yapıldı zaten. Ehh, Kiev bir güzellik kazanmış oldu diye sevinelim artık.

Ben böyle bir arazinin bir kişiye ait olması ihtimaline ilk başlarda pek inanamadım. Hadi yapımını geçelim, burada çalışan yüzlerce kişinin maaşı nasıl sağlanabilirdi? Çünkü Yanukoviç bir işadamı olmamıştı ve hani bu kadar aleni hırsızlığa nasıl göz yumulabilirdi? Böyle bir yer Ukrayna’da ancak devlet eliyle yapılabilirdi diye düşünüyordum. Yanukoviç bunları götürdüyse buna göz yuman pek çok kamu görevlisinin de birşeyler götürdüğünü rahatlıkla varsayabiliriz. Üstelik havaalanına giden yolu saymazsak tek düzgün asfalt buraya gelen yoldu. Sadece Yanukoviç’in kullanması için özel şerit bile vardı. Beni epeyce şaşırtmıştı. Ama gerçekmiş. Günlük 500 bin dolar gideri olan bir yerden bahsediliyor. Düşünün gerisini.

Tabi bizim Türk’ün aklına hemen yeni yapılan saray geliyor: Ak-Saray. Akıllarda oranın bir gün yolsuzluk müzesi olacağı düşüncesi esiveriyor. Bunu seslendirenlere rastladım. Birinin devlet eliyle yaptırılmış bir kamu binası olduğunu, diğerinin özel mülk olduğunu ve içerisinde tamamen lüks ve şatafatlı bir hayat yaşamak için yapıldığını hiç düşünmeden bir karşılaştırma yapıyorlar. Eleştirmek hakkımız ama doğru noktalara parmak basılmayınca eleştirinin de kıymeti kalmıyor. En azından ben ciddiye alamıyorum.

Bu vesileyle pek paylaşmadığım fotoğrafları da açığa çıkarmış olayım. Vaktinde bir blog yazısına dökememiştim.

Daha fazla fotoğraf için Flickr’daki sete bakılabilir.