Türkiye’nin Rusofilileri! Rusya ve Ukrayna.


Son dönemde yaygın bir şekilde Zelenskiy’nin Ukrayna’yı bir batağa sürüklediğine dair yorumları sıklıkla okuyorum. Hatta onun ve ekibinin komedyenliği, medya sektörü geçmişi ve bağlantıları üzerinden tamamen Batı tarafından daha rahat kullanılabilmeleri için iktidara getirildikleri ve bu uğurda ülkeyi bir savaşa sürükledikleri yazılıp çiziliyor. Bu görüş ve analizler Rusya’ya  zerre dokundurma içermediği gibi, fazlasını yapıyor ve Rusya’ya hak veriyor. 

Savaş ve öncesine dair her türlü analizi okumaya gayret ediyorum. Özellikle farklı görüş ve bakış açılarını o esnada katılmasam bile faydalanmak adına yine dikkatle okurum. Ama şu yukarıda bahsettiğim sığlık, maalesef her yeri o derece kaplıyor ki, sağlam analizlere ulaşmanın önünü de kapatıyor. 

Türkiye’de Rus medyası ve propagandası fazlasıyla güçlü. Bu, bugüne has olan birşey değil. Çok yakın tanıdıklarım bile, savaşın adı bile ortada yokken sürekli Sputnik tarafından yapılan haberleri paylaşıyordu. Evet, iyi gazetecilik örnekleri verdiklerini, görüyordum. Bana göre de benzerleri ile karşılaştırıldığında gayet ciddi ve iyi haber sitesi örneğini ortaya koydular. Çünkü bizim diğer haber siteleri tık almak uğruna her türlü çakallığı yaparak patronlarına sayfa gösterim sayısı yahut reklam gelirlerini gösteriyorlardı.  Konuya dönersek insanımız bunun altındaki bariz Rusya propagandasını göremiyorlardı; savaşla birlikte artık daha görünür hale gelince eminim artık pek çoğu eski rahatlıkla paylaşımda bulunmuyor. Daha evvel bu propaganda yok muydu, hep vardı. İnceden inceye işliyorlardı. Uzun zamandır sıkça tekrarlarım: Rus propagandası sizi öyle esir alır ki, bunu farketmeniz bile çok zor olur. 

Mesela Russian Today’ın Facebook’ta bir kanalını yıllardır takip ederim. Belgesel nitelikte o kadar şahane videolar paylaşırlar ki.. Şaşırıp kalıyordum her seferinde. Yani, İngilizce olarak hazırlanan belgesel videoları üretmek, çok ciddi maliyetler gerektirdiği gibi, öyle genel kitlenin ilgilenebileceği şeyler de değildi. Peki bunu niye yapıyorlardı? Bu kaynağı ayırmalarının bir sebebi yok muydu? Üzerinde düşünmek gerekmez mi?

Öyle bir kesim var ki Türkiye’de, Batı karşıtlığı içlerine öyle bir işlemiş ki Rus propagandasının tüm söylemlerini tek doğru gibi paylaşıyor ve buna iman ediyor. Rusya’nın ve Putin’in her açıklamasını ölümüne savunuyorlar. Bu arkadaşlara Rusya’da mı, bir Batı ülkesinde mi yaşama şeklinde iki şıklı bir tercih sunsanız, eminim hiçbiri Rusya demeyecektir. Buna rağmen ölümüne Rusçuluk oynuyorlar. 

Medya’daki savaş

Savaş ortamında medya kullanımı ve propaganda konusu önemli. Ukrayna’nın Batı desteğini de alarak bunu iyi kullandığını, zaman zaman abartıya kaçtığını görebiliyorum. Ancak içine düşürülen bu durumda, bir noktaya kadar hak veririm. Ukrayna’nın burada saldırılan ülke olduğunu görmezden gelerek saldırgan ülkenin bu derece savunulması ise ancak bir çıkar ilişkisi ile mümkün olabilir. Elbette Batı ve Rusya arasındaki gerilimi analiz edebilirsiniz, bunun sonucunda Ukrayna’ya da giydirebilirsiniz. Hatta Batı’ya olan kininizi, nefretinizi de kusabilirsiniz. Ama bu sizi Rusya safına düşürüyorsa orada bir durun! Dönün ve kendinize ne yaptığınızı sorun! Twitter’da paylaşımları önüme düşen bir yazar İspanyolca bir kaynaktan alıntılarla Rus propaganda repliklerini okurları ile paylaşıyor. O hesabı o kadar ciddiye almış ki, kaynak olarak gösteriyor. Daha bakar bakmaz, hesabın Rusya tarafından idare edildiğini anlamak için öyle üstün zekalı olmak filan gerekmiyor. Ama bu nasıl bir imansa Rusya’ya, sana köpeklik ettirir.

Son dönemde öyle bir hava estiriliyor ki, Zelenskiy ve ekibi sebebiyle Rusya Ukrayna’yı işgal girişimini başlattı. Putin’in işgale başlamak için öne sürdüğü tezleri ise bunlara eşlik ediyor. 2014’ten beri Donbass’ta Ukrayna ordusunun çok sayıda kendisine muhalif Rus’u öldürdüğü, Neo-nazilerin Ukrayna’da, özellikle devlet yönetimindeki tam hakimiyeti, Rusçanın yasaklanması vs vs.

Elbette Batı’nın Rusya ile bir hesabı var ve bu hesabı Ukrayna üzerinden görmek istediğine ben de katılıyorum. Değil savaşın başından, çok önceden beri bu fikirdeyim. Hatta savaşın adı konuşulurken şunu demiş ve yazmıştım: ABD’nin AB’yi kafese alması için Rusya’yı Ukrayna’ya saldırtma operasyonu olacak. Ukrayna’nın NATO’ya katılma, AB girişimleri, Batı ile ilişkilerindeki tuhaflıkları görebiliyordum. Rusya karşıtlığının ülke içinde artık mantıksız ölçüde görünür olması beni de rahatsız ediyordu. Ama bu aşamada dönüp Rusya’ya hak vermediğim gibi, tezlerini de olumlamıyorum. Egemen ve bağımsız bir ülkenin bu tezleri kabul etmesi ancak acizlikle açıklanabilirdi.

Mesela Donbass’ta niye bir karışıklık var? 2014’te Rusya destekli ayrılıkçıların ortaya çıkışına kadar Donbass’ta sorun mu vardı? Kendim gidip göremedim ama giden herkesin çok sevdiğini, gelişmiş bulduğunu hatırlarım. Sonradan Kiev’e göç etmiş pek çok kişiyle de görüştüm. Hepsi Donetsk’in o dönemki hayatını özlüyordu. Sonrasında Rusya ve Putin sürekli olarak ayrılıkçılara destek vermediklerini tekrarlamadı mı? O dönemde ne kadar Ukraynalı Donbass’ı terketmek zorunda kaldı? Rusya ayrılıkçıları kullanarak Donbass’a yerleşme ve hatta ülkesine katma hesaplarını yapmadı mı? Rusya, en son orada 2 halk cumhuriyeti oluşturtmadı mı? Sonra Ukrayna toprağını istediği için suçlu, öyle mi?

Bu neonaziler nerede arkadaş? Sağ sektörün Ukrayna’da olduğunu elbette biliyoruz, hatta görüyoruz ama Rusya’nın işgal girişimini yoğunlaştırdığı Ukrayna’nın doğu bölgelerinde bu siyasi görüşe sahiplerin oranı ihmal edilebilecek düzeydedir. Olanlar genelde Batı bölgelerindeki birkaç şehirde yoğunlaşmıştır ve toplam nüfusa oranları, seçimlerdeki etkileri bile ihmal edilecek düzeydedir.  Misal, eminim Rusya’daki nazistlerin oranı çok daha yüksektir.

Rusçaya yasak geldi de haberimiz mi yok? Ukrayna’nın anadil yasası çıkarması elbette Rusçaya karşıydı. Ancak Rusçayı yasaklamaktan ziyade Ukraynacayı öncelikleyen bir yasaydı. Hatta ben bu yasayı ilk çıkaracakları zaman bile olumlu bulmadım. Dile müdahalelerin daima ters tepeceğini Türkiye’de yeterince deneyimledik. Rusya’nın eline bir koz vereceklerini ve Rusya’nın bunu saptırarak tepe tepe kullanacağını biliyordum ki nitekim öyle oldu.

Ukraynalılar geneli itibariyle Ruslardan hoşnut değildir. Otokratik bir düzen altında yaşamaktan ziyade bağımsız ve özgür bir düzen altında yaşamaya meyillidirler. Ukrayna, seçim yapılan ve iktidarın değiştiği bir ülkedir. Beğenmediği zaman yönetimi değiştirir. Hatta Donbass’ta, Kırım’da ilk başta Rus pasaportunu almak için gönüllü olanların ana motivasyonu maaşlarının yükseleceği idi. Fakat zamanla Ukrayna’da maaşlar, Rusya’ya göre daha fazla artınca ve onu geçince bir nevi döte geldiklerini farkettiler ve pişman oldular.

Elbette, Batı, Ukrayna’nın Rusya karşısında konumlanması konusunda sürekli destek oldu. Gerek siyasi, gerek askeri anlamda desteklerini gösterdi. Ancak bu dönemde Rusya sadece tehdit etti. Ukrayna’yı sözünden çıkmaması gereken, Belarusvari bir ülke olmasını istedi. Taleplerinden, beklentilerinden hiç taviz vermediği gibi, her tavrı Ukrayna’yı daha fazla Batı’ya itekledi. Batı desteğini arttırdıkça Rusya tehditlerinin dozunu artırdı. Ukrayna’nın geçmişte yaptığı yahut kendisine yaptırtılan hataları da Putin açıkcası iyi kullandı ve sürüncemeye soktu.

Askeri operasyonmuş!

Rusya ne dedi: Özel askeri operasyon yapıyormuş. Evet, o sebeple başkente doğru yürüdü, o sebeple sivil alanları yok etti, o sebeple şehirleri sürekli bombaladı, taş üstünde taş bırakmadı. Tecavüz edilen bırak kadını, ufacık kızların, çocukların bile haddi hesabı yok. Şimdi Donbass çevresinde o sebeple yüksek yoğunluklu bombardıman ve savaş yürüyor. Ama adı askeri operasyon! Bunu da ancak TR’deki Rusofililer yer. Onlar zaten vereceğiniz her boku yemeye hazır domuz sürüsü değil mi?

Diyorlar ki Zelenskiy savaşı önleyebilirdi?

Elbette! Putin’in her dediğine istisnasız şekilde evet deseydi, önleyebilirdi. Ama sonucunda Belarus misali bir Ukrayna olmaz mıydı? Bu argümanı Türkiye’de o kadar çok kullanan var ki. Sanırsın savaşı Zelenskiy ve ekibi çıkardı. Rusya ve Putin gayet masum bir şekilde elinden geleni yaptı ama başka çaresi kalmadı. Putin Ukrayna’nın kayıtsız şartsız kabul etmesi istediği şeyleri açıklamadı mı? O şartları kabul edecek bir cumhurbaşkanını Ukrayna halkı orada tutar mı sanıyorsunuz? Haydi verin tüm Güneydoğu bölgesini PKK/YPG’ye de görelim! 1980’lerde tüm güneydoğuyu verseydiniz PKK ile mücadelede o kadar insan şehit olmazdı diyen birinin en iyi ihtimalle ebesine söversiniz, değil mi?

Son söz

Evet, Batı, Anglo-sakson dünya Rusya’yı Ukrayna’da bir tuzağa çekti. Putin, çar olma hayalleri ile dolan bir kişi olmak yerine güç zehirlenmesine düçar olmamış bir devlet adamı olsaydı, bu tuzağa düşmezdi.

Sonuçta Ukrayna mevcut bağımsızlığının 30. yılında gerçek bir bağımsızlık mücadelesini veriyor, bunun sonucunda, büyük kayıplar verse bile bu hakettiğini alacak. Ama Rusya birşeyler kazansa bile savaşın şimdiden asıl kaybedeni oldu. Ekonomisi hepten çökerek o düşman olduğu Batı’nın altına yatacağına zerre şüphem yok. Üstelik bu sefer Sovyet sonrası Rusya bile olmayacak. Evet, dağılmayacak, Batı dağılmasına müsaade etmeyecek ama tam kontrolü ellerine alacaklar.

Ki benim düşüncem, bu savaşın Rusya’yı dünyada bir güç merkezi olmaktan çıkarıp, Kırım’ı yeniden elinden almak şeklinde sonlanacağıdır. 

Haa, gerek Putin’in şeytanlaştırılması, gerekse Rusluğun iptali de son gaz sürüyor. Dünyada Rus olmak, bir utanç haline dönüşecek.

Fotoğraf: İrpin, İHA/İsmail Coşkun)