Silüetini Yerim Senin İstanbul!

Yahu bir silüettir gidiyor: Silüeti bozuyormuş. Siz ey bu şehrin sidiklileri. İstanbul’un. O silüeti bozan yapılarda oturmak için neler vermezdiniz değil mi? Hani manzarası da güzel. O çevrenin diğer yığınları arasından geçip bu modern mabedlere girmenin bünyenizde yaratacağı asaleti hissedince nasıl da keyiflenirdiniz. Üst katlarından nasıl da güzel bir manzarası olur kimbilir? İstanbul’un, tarihi yarımadanın. Sadece sizin sahip olduğunuz.

Bozulmuştur İstanbul, siz bir şey yapmadınız, çevrenizdeki kimse de bir şey yapmadı. Hep onlar bozdu. Hep başkası. Siz enbidürüst, çevrenizdeki herkes enbidürüst, onların çevresindekiler de enbidürüst. Herkes enbidürüst ama tüm bu enbidürüstlüğe rağmen nasıl oluyor da bozuluyor herkes şaşkın!

Belirli bölgeler vardır ki artık sahibinin keyfine bile bırakılamayacak kadar mühimdir. Arsanın sahibi olmak, malın sahibi olmak serbest kullanım hakkını da vermemeli. Hatta o sahipliğin keyfi aynı zamanda ve gerektiğinde çileden çıkartacak kadar sıkıntılı da olabilmeli. Tarihi silüet ve çevresi işte bu sahiplik alanlarından en mühimidir.

Bize kahramanlar lazım değil, bize yiğitler lazım. Kahramanı sahte de olsa bol olan bir memleketin insanıyız. Yiğitlerimiz masallarda kaldı. Köroğlu nerede?

Ancak bir Köroğlu gelecek ve bu şehre el atacak. Köroğlu ve onu benimseyenler bu şehri vandallardan, vandallara hizmet eden kuruş peşindeki yalakalar ve saftiriklerden temizleyecek.

İşte o Köroğlu tarihi silüeti yeniden ihdas edecek. “Photoshop”lanmış gibi pırıl pırıl hale getirecek. Sultanahmet, Süleymaniye çevresini adamakıllı yeniden şekillendirecek. Rant peşinde koşanları üzecek, hak sahiplerini mağdur etmeyecek. Rant yaratmak adına değil, olması gerektiği için yapacak düzenlemelerini. Yiğitliğin ilke sahipliği olduğunu da gösterecek.

Evet, şimdi o yiğidi arıyoruz; yoksa “aradığınız er kişi benim” diye ortaya çıkıveren “-mış gibi durup sırıtan” tipleri değil.


*Fotoğrafta gördüğünüz binalar Sultanahmet silüetine Sultan
Ahmet Camii arkasından giriyor. Salacak civarından çekildi. Aynı binalar
Boğaz Köprüsü tarafından bakılınca Süleymaniye Camii’nin arkasına da
giriyor. Çeşitli konumlarda hakeza Ayasofya ardında da. Eğer bir yiğit bunları traşlamazsa, ortama girecek cesur(!)
insanlar yenilerini de konduracaklar şüphe olmasın.

Meraklısına: http://istanbulsahipsizdegil.org/