Pozitif Ayrımcılık mı, Eşitsizlik mi?

Pozitif ayrımcılık nedir?  Doğuştan yahut sonradan kalıcı dezavantajları olan bir kesimin haklardan eşit olarak faydalanması için çeşitli düzenlemeler yapılmasıdır dersek yanlış olmaz sanırım. Gözleri görmeyenler için özel yol çizgisi yapılması, görenler için bir şey ifade etmez ve gereksiz masraftır, verginin boşa harcanması gibi düşünülebilir; yahut belirli sakatlı olanı olanların ailelerine bakım için para verilmesi, çeşitli vergilerin alınmaması sayılabilir. Doğum yapan kadına ekstra izinler tanımlanması da bundan sayılabilir ama işin bokunu da çıkartabiliyoruz. Kavramlar kafamızda bir türlü net oturmuyor.

Aslında bu aklıma Yiğit Bulut’un birkaç gün evvel yazdığı yazıdan aklıma geldi. Yazının son bölümünde şehit çocuklarının üniversite ve anadolu liseleri olmak üzere kamu sınavlarından muaf tutulmasını istemiş. Aslında pozitif ayrımcılık istiyor.  Niye olması gerektiğini de sıralamış. İlk başta makul gibi gelse bile, eğer bu hakkı verdiğimizde bir başkasının hakkına tecavüz ediyorsak bu sağlıklı mıdır? Burada verilecek olan hak belki ek kontenjan olabilir. Peki bu da doğru mu? O bölümde okuyacak kapasitesi yoksa bu seçme hakkı verilmesi doğru mudur? Yoksa yapılması gereken şehit çocuklarının eğitimini sürdürmesi için gerekecek şartları sağlamak olup (burs vermek, ailesinin maaşlarını düzenlemek gibi); sınavdı, işe yerleşmesiydi kısımlarının diğerleri ile aynı şartlarda gerçekleşmesine olanak sağlamak olması değil miydi?

Pozitif ayrımcılık bir başkasının hakkını yemeye dönüşüyorsa, eşitsiz bir durum yaratması da bir tehlike sanki.