Çernobil Gezi Notları

Çernobil bize hiç yabancı bir yer değil. İsmini ve yerini kabaca bilenimiz çoktur; duyanımız az değildir. 26 Nisan 1986 günü gerçekleşen ve Dünya’ya 30 Nisan 1986 günü bildirilen bir nükleer kaza sonrasında hepimiz hem Çernobili hem de nükleer kazanın ne olduğu öğrendik. Hayatımıza birdenbire ne olduğunu anlayamadığımız bir radyasyon kelimesi giriverdi. Türkiye olarak bize uzaktı; ama hava hareketleri, rüzgar bu radyasyonu özellikle Karadeniz bölgesi olmak üzere ülkemize de ulaştırdı. ‘Çayda radyasyon yok, bakın ben içiyorum’ sözü meşhur oldu. Yıllar sonra bunun etkileri ülkemizde de görüldü.

Felaketin büyüklüğünü hayal etmemiz bile zor. Youtube’da bu konuda çokca belgesele ulaşılabiliyor. Kaza ve detaylar bu yazının bir konusu değildir. Nükleer enerji, reaktörler, kazalar konusunda da genel geçer bilgilerin dışında özel bir bilgiye sahip olmadığım için bu konularda kesin yorumlardan kaçınıyorum. Yazı daha çok turistik bir gezinin (!) detaylarını barındıracaktır.

Çernobil’e Nasıl Gidersiniz?
Çernobil ziyaretini hep düşünmüş ama bir türlü gerçekleştirecek hareketi de göstermemiştim. Çernobil gezisi bu işte uzmanlaşmış tur şirketleri aracılığıyla gerçekleşiyor. Yani özel aracımla gideyim, gezerim diyemiyorsunuz. Olsa bile muhtemelen astarı yüzünden pahalı olacaktır.

Daha önce defalarca gitmiş bir arkadaşım teklif edince, elbette dedim ve işlemleri başlattık. 2 hafta önce pasaportun dijital kopyasını ilettim ve işlemleri arkadaşım yaptı, günü belirledik. Yani önceden başvurmak ve yerinizi ayırtmanız gerekiyor. 1 günlük ya da konaklamalı daha uzun turlar var. Rotaları kabaca aynı olmakla birlikte uzun olanında daha detaylı ve gezilebilecek her noktaya gidiliyor. Sabah erken saatte buluşulup yola çıkılıyor. Bizim turda 2 minibüs vardı. Biri İngilizce diğeri Rusça rehberli idi. Biz Rusça rehberli olana gittik, fiyatı biraz daha ucuzdu. İhtiyacım olduğunda arkadaşım İngilizceye çeviriyordu. İngilizce dinlemek beni yoruyor, Rusça olarak pek anlamadım zaten. Ben 90 dolar ödedim ama normal fiyatlar 20-30 dolar daha yüksek. Ukraynalılar kabaca bunun üçte birini ödüyor. Geçici oturumum var, vatandaş sayılırım numarasını da yemiyorlar 🙂 Yok, illâ sen gavursun diyorlar. Her tur şirketi farklı bir program ve fiyat uygulayabiliyor. Arkadaşım daha önce başka turlarla gitmiş ve bunu daha çok beğendiğini ve daha detaylı olduğunu söyledi. Kullandığımız şirketin web sitesi linki.

Ne Giymelisiniz?

Bu konuda tur şirketi önceden size email ile bilgilendirme yapıyor. Uzun kollu ve paçalı pantolon giymelisiniz. Ayakkabı veya bot kapalı olacak. Şansımıza hava serindi. 1 hafta öncesinde 30 derece üstünde sıcak vardı. İyi ki denk gelmemiş. Arkadaş, eskilerden giy gerekirse atarsın demişti. Ben de evde bulduğum eskilerden giyindim ama yine de atmama gerek kalmadı. Tur süresince zaman zaman yapılan ölçümler düşüktü ve riski yüksek bölgelerde bulunmadık.

Çernobil Nerede, Durumu Nedir?

Çernobil Kiev’e kuş uçuşu 115, araba yolu olarak 140 km kadar uzaklıktadır. Benzer şekilde Belarus’un büyük şehirlerinden Gomel’e uzaklığı da kuş uçuşu 130 km kadardır.

Bölge toplamda 4760 km2’lik bir alana yayılmıştır. Bunun 2598 km2’si Ukrayna topraklarında, geri kalanı Belarus topraklarında kalmıştır. Ukrayna’da  96, Belarus’ta 92 yerleşim bölgesi kaza sonrasında terkedilmiştir. Ancak Ukrayna tarafında yerleşime kapanan bölgelerde kaza sonrası 350 kadar kişinin yaşamaya devam ettiğini, bu rakamın şu anda 150 civarına düştüğünü ve tamamının yaşlı nüfus olduğunu belirtiyorlar. Muhtemelen zaten yiyecekleri radyasyonu yedikleri için, terketmek mantıklı gelmemiş olmalı.

Çernobil Turunda Nereleri Görüyorsunuz?

Evvela tur aracında kimlik kontrolü ve kalan paranızı ödüyorsunuz. Bu arada size üzerinde rotanın  olduğu bir sertifika veriliyor, tur sonunda üzerine radyasyon değeri yazılarak geri teslim ediliyor. Sonrasında 2 saatlik bir yolculuk başlıyor. Tur başladığında hava 13 derece ve tamamen kapalı idi.  İlk olarak birinci güvenlik noktasından geçilerek Çernobil özel bölgesine pasaport kontrolleri sonrası giriliyor. Bu noktada üst araması yahut herhangi başka bir kontrol filan yapılmıyor. Sadece izniniz var mı, o kontrol ediliyor.

Zalissya’da Terkedilmiş Bir Ev

Yol üzerinde  Zalissya isimli terkedilmiş bir köyü geziyoruz. Şu anda sadece 80’li yaşlarına ulaşmış bir kadın kalmış. Gençler zaten terketmiş zamanında. Köyde elektrik yok. Evler terkedilme sonrası bakımsızlıktan çökme aşamasına gelmiş, kimi yerde ağaçlar devrilmiş. Meyve ağaçları ve mis gibi elmalar, kayısılar, vişneler ağaçlarda ve elbette dokunmuyoruz. % 100 organik ama radyasyonlu.

Çernobil Yolu

İkinci güvenlik noktasından da geçerek Çernobil şehir merkezinden geçiyoruz. Her yer pırıl pırıl. Yollar Kiev’le karşılaştırınca çok düzgün. Rehber arkadaş gezi listesinin olduğu bir evrağı resmi kuruma teslim ediyor. Bu arada güneş açmıştı ve hava nispeten ısınmıştı. Sonrasında soldan orman içine bir beton yola giriyoruz. Zamanla ağaçlar yolu daraltmış. Minibüs beton bloklar üzerinde ilerliyor. Yaklaşık 7 km sonrasında bir radara ulaşıyoruz. Duga-3 Sovyet radar sistemi. Devasa bir demir yığını.

Duga-3 Radar Sistemi

Radar, 2 bölümden oluşuyor, biz ikinci bölüme geçmedik. Birinci bölümü 150 metre yüksekliğinde ve 500 metre genişliğinde; ikinci bölüm ise 90 metre yüksekliğinde 250 metre genişliğinde. (Genişlikleri haritadan ölçtüm)

Aynı yolu geri dönüyoruz ve reaktörlerin olduğu bölgeye doğru devam ediyoruz. Yol boyu sağımız solumuz orman. Bugün bile bu kadar güzelse, zamanında kimbilir nasıl bir hayat vardı burada düşüncesi akla geliyor.

Yol üzerinde bir anaokulu binasına uğruyoruz. Çocukların yatakhanelerini, kütüphane ve sınıfları geziyoruz.

Çernobil’de Anaokulu Yatakhanesi

Anaokulu sonrasında reaktör bölgesine yaklaşınca fotoğraf konusunda uyarı yapılıyor. Reaktör yönü hariç fotoğraf serbest. Demiryolunun geçtiği köprüden bizden önce gelen grubun aşağıya ekmek attığını görüyoruz. Aşağıda boyu 1 metreyi bulan balıklara ben de ekmek atıyorum. Buralarda som denilen yayın balıkları. Tekrar minibüslere binip  araçla bölgeyi geziyoruz. Bir anıtın olduğu bölgeye geliyoruz. 1 dakika sonra sert bir yağmur başlıyor. Ancak birkaç kare fotoğraf alabiliyorum.

Çernobil’de Reaktörün Yakınındaki Tren Köprüsü

Reaktör arka kısımda kalıyor. Sağ bölümde ise reaktörü tamamen kapatacak yeni kapak inşaa ediliyor. En üstteki fotoğrafta daha net görünüyor. Raylar üzerinde kaydırılarak reaktörün üstüne getirilip kapatılacak diye basitçe anlatayım. Daha karışığını zaten bilmiyorum 🙂 100 yıl süresince radyasyon sızıntısını tamamen keseceği öngörülüyor.

Sızıntı Yapan Reaktör Arkada Görünüyor

Bu bölgede araçla atılan tur sonrasında yönümüzü Pripyat’a çevirdik. Bu arada yağmur yeniden başlamıştı. Gezi boyunca sık sık yağdı ve kesildi.

Kiril Alfabesi ile Pripyat

Pripyat dönemin yerleşim yeri. Çok sayıda ve çok katlı apartman, okul, spor salonları, lunapark, kültür merkezi ve alışveriş merkezleri mevcut. Tamamen boşaltılmış ve terkedilmiş durumda. Çernobil fotoğrafları diye gördüğümüz pek çok fotoğraf aslında Pripyat’ta çekilen fotoğraflardan oluşuyor. Benzer fotoğrafları ben de çektim. Burada dikkat çeken en önemli husus heryerde bir yağmanın izlerini görmek. Apartmanların içi yağma edilmiş, diğer tüm binalarda bütün camlar indirilmiş, ne varsa sökülmüş, parçalanmış ve yerlere dağılmış, bunların üzerinde geziyorsunuz.

Pripyat’da Alışveriş ve Kültür Merkezi

Ayrıca fotoğraf ve videolar için çeşitli enstantaneler belli ki sonradan oluşturulmuş. Oyuncaklar, maskeler biraz kasıtlı ve bulundukları noktalara yerleştirilmiş. Halbuki bu gibi fotoğrafları gördüğümüz zaman patlama oldu, insanlar kaçıştı-kaçışamadı ve bu sahne dondu diye akla geliyordu, değil mi?

Pripyat’da Lunapark

İlk önce alışveriş merkezine, sonra spor salonuna, peşinden lunaparka gidiyoruz. Bu arada yağmur hızlanıyor ve koşturarak spor salonuna sığınıyoruz. Devamında okul binasını gezip Çernobil bölgesini yüksekten seyredeceğimiz 15 katlı binaya gitmek üzere araçlara biniyoruz.

15. Kat

Açıkcası çıkarken binanın 15 kat olduğunu düşünmemiştim. Her seferinde balkon gibi bir boşluğa çıkıp tekrar içeri girmek suretiyle merdivenleri tırmanıyoruz. Yağma sonrasında dairelerin içinde, koridorlarda eski eşyalar; cam kırıntıları ve her türlü döküntü bazen merdivenleri çıkmayı bile zorlaştırıyor. Son kat sonrası çatı katına birkaç basamaklı demir merdivenle çıkıyoruz. İşte manzara budur. Yağmur dindiği için her yön pırıl pırıl. Çatıda epeyce vakit geçiriyor ve aynı zamanda dinleniyoruz.

Peki Radyasyon Durumu Dedir?

Bulunduğunuz noktaya göre değişiyor. Yoldan birkaç metre içeri ormanlık alana girdiğiniz anda ciddi derecede yükselebiliyor. (yok girmedik). Reaktör halen radyasyon sızdırdığı için o taraftan gelen rüzgara maruz kalırsanız oran yüksek. Ağaçlık ve yeşillik alanlardan olabildiğinde uzak durmanız gerekiyor. Bölgenin bir bölümü halen % 100 kapalı ve girişler kesinlikle yasak. Araştırmacılar, bilimadamları çalışmalarını sürdürüyormuş. Aşağıdaki fotoğraf dönüş yolunda reaktörün yakınından geçerken alınmış 9,38 mSv gibi yüksek bir değeri gösteriyor.

O anda 9,38mSv gibi yüksek bir değer var.

Çernobil’den ayrılırken yeniden 2 güvenlik noktasından geçiyor ve 2 noktada da bir cihazda üzerimizdeki radyasyon kontrolü yapılıyor. Cihazlar ne derece sağlıklı sonuç veriyor şüpheli olduğunu söylüyor arkadaş gerçi. Herkes sorunsuz geçti cihazlardan. Son tahlilde araçtaki radyasyonumuz ölçüldü ve 0.003 mSv çıktı. Yani tehlike sınırının çok çok altında – imiş.

Diğer fotoğraflar Picasaweb albümünde ve bir kısmı Flickr‘da.

Gezi boyunca çekilmiş videolar birleştirilince şöyle bir şey çıktı:

Pripyat’ta 15 katlı binadan alınan videolar: