TAS Istanbul Neleri Arakladı? -2-

TAS Istanbul sitesinin ve Facebook sayfasının araklamaları ile ilgili olarak yazdığım ilk yazı özellikle Facebook üzerinde ilgi gördü. Ondan öncesinde de konuyu anlatan bir başka yazı vardı. İlk yazıda sadece 10 ekran görüntüsü eklemiş ve elimde fazlası olduğunu belirtmiştim. İlerde doğabilecek olan bir duruma karşı oturdum ve rastladığım her fotoğrafımın ekran görüntüsünü aldım. Düşündüğümden fazla çıktıklarını söyleyebilirim.

Konuyu sürdürüyorum çünkü yazının ve yazışmanın üzerinden 1 hafta geçmesine rağmen şahıs fotoğraflar üzerine hiçbir işlem yapmadı. Muhtemelen benden kendisine özel olarak linkleri yollamayı beklediğini söyleyecektir. İnsan, kendisinin olmayan fotoğrafları bilmez mi? Kendisinin olmayan fotoğrafları kaldırdığı zaman sitesinin temel özelliklerinin yok olacağını düşündüğü için bekliyor diye düşünmekteyim. 

Dün Facebook sayfasına da bakayım dedim. 11 ay evvel oluşturulmuş bir albümün kapak fotoğrafı benimdi ve üzerinde TAS Istanbul logosu vardı. Bende bir metin ekleyerek bu fotoğrafı paylaştım. Bunun üzerine başkaları paylaştı derken en son kaç paylaşıma ulaştı bilmiyorum ama hayli mesajı cevaplamak zorunda kaldım. Kişi nihayetinde farketmiş olacak ki, sayfasından fotoğrafı kaldırdı ve bizim paylaşımlarda uçtu. Ancak öncesinde bir ekran görüntüsü almayı akıl etmişim.

 

Size ait olmayan bir fotoğrafa kendi logonuzu ve isminizi basamazsınız!  Ben her gün Facebook’ta anonim paylaşımlar için bile müsaade isteyen insanları görüyorum.

Olayı başa dönüp biraz hatırlarsak; TAS Istanbul Facebook sayfasını İstanbul ile alakalı olduğum için takip etmekteydim. Sadece orayı değil İstanbul ile alakalı pek çok site ve sayfayı takip ederim. Neredeyse hepsi ile bir şekilde iletişimim olmuştur. Site sahibi ile katkıda / öneride bulunmak için yaptığım yazışmalardan da bahsetmiştim. İstanbul’a olan ilgimi beni bilenler bilir. Bilmeyenler için Istanbulium namıyla bir blog oluşturmuştum ve burada hayli sayıda fotoğraf ve yazı paylaşmıştım. Hem kendi sitelerime, hem fotoğraf sayfalarıma hem de konu ile alakalı olan benim dışımdaki pek çok siteye gerek duyduğumda gönüllü olarak fotoğraf ekledim. Bunun haricinde benden fotoğraf talebinde bulunan kişi ve siteleri de genelde geri çevirmedim. Ama kaynaksız ve isimsiz fotoğraf kullanımlarına asla müsaade etmedim. Varsa bile haberim olmadığı için vardır. Daha yeni Ürdün’den birisi bana e.posta göndererek yapacağı web sitesi için İstanbul fotoğrafı talebinde bulundu. Yani insanlar önce soruyorlar.

İnanın dün yapılan paylaşımlarda hiç kimse ne küfür etti, ne de hakaret. Bunu ben de hoş görmem. En fazla durumu kınadılar. Nedense benim kendisine hakaret ettiğimi düşünüyor olmalı. Hakikaten bunu yaparak kendisine hakaret mi ediyorum? Siz ne dersiniz?

Evet sanat tarihçisi değilim, restoratör de değilim. Onların doktorasını da yapmadım, yeminle yapmadım, konuyla uzak yakın mesleki bağım yok. Fotoğrafçı da değilim. Blog’da da belirttiğim üzere sade bir İstanbul meraklısıyım. Eğer yedi göbek İstanbullu ise bile şunu söyleyebilirim: Kendisinden de iyi bilirim şehri. Ama salak da değilim yahu. Susup kalmamayı öğreneli çok oldu. Karşımdakinin malı mülkü, zenginliği, elinin uzanacağı yerler bile beni alakadar etmiyor. Olayın kendisi çok net biçimde ortadadır. Bunun bahanesi olmaz. Hele ki belli eğitimlerden geçmiş kişilerin bahanesi asla o-la-maz!…

Hem kişi fotoğrafımı benden müsaade istemeden kullanacak, hem de sonrasında “bu fotoğraf benim” dediğim için beni yasaklamakla kalmayacak, yetmemiş gibi ikili yazışmalarımızda prim yapmak için sayfasında sürekli gezindiğimi ve artık fazla olduğumu söyleyecek.  Eğer ortada bir hakaret varsa bana bundan büyük hakaret olamazdı. Muhtemelen yaptığı internet araştırmalarında karşısına sürekli çıktığım için olsa gerek, karıştırmış olmalı. Ve dananın kuyruğu o ve devamındaki yazışmalarda koptu. “Artık sizle ilgili birşey duymak istemiyorum.” diyerek yazışmasını noktalamıştı. Bende maddeler halinde söylediğine maddeler halinde cevap vererek konuyu blog’uma taşıyacağımı ifade ettim. Açıkcası ilk başlarda sessizce konuyu kapatmak ister ve düşünürken, durumun ifşaa edilmesi sürecine kendisi taşımış oldu. Çünkü muhatabım beni ve fotoğraflarımı kullanmasına rağmen önemsizleştirme çabasına girişmiştir. Sayfasında yasaklayarak başka fotoğraflar içinde aynısını yapmamın önüne geçeceğini düşünmüş olmalı. Benden görerek fotoğrafların izini sürüp bunu belirtenleri de yasaklamıştır. Telif hakkını belirten birisini de yasakladığına şahit oldum. Interneti, sosyal medyayı anlamadığının bir göstergesi olsa gerek. Ben ancak bu yasaklama aşamasından sonra sitesinde belli kategorilerde bulunan fotoğraflarımı tespit etme işine giriştim. Bu süre zarfında tamamını incelemedim bile. Öncesinde bırakınız benim fotoğrafımı kullanmamasını istemeyi, telif hakkı olmayan eski fotoğraflara bile logo basamazsınız demiştim. Telif hakkı olmayan bu fotoğraflar daha kaliteli çözünürlükte olsun diye parasını ödeyerek satın alıp ciddi bütçeler harcadığını belirtirken, telif hakkı barındıran yeni fotoğrafları neden bu kadar kolay harcıyor dersiniz? Düşünün, bulursunuz!

Fotoğraflarımı ya da başkalarının fotoğraflarını kullandın, eyvallah. Kaynak da belirtmedin eyvallah. Yahu sana bu insanlar hakaret etmedi, para istemedi, dava etmedi sadece bil ve kaldır diye bir not düştü, üstelik yasakladığın zaman kibarca neden diye sordu;  hangi akla hizmet suçlamalara ve önemsizleştirme çabalarına girersin? Üstelik siten kurulduğundan beri bu insanların fotoğraflarını kullanarak “prim” yapıyorsun. Bak o fotoğraf senin sitenin logosu ile Facebook’ta 11 aydır duruyormuş ve insanlar onu senin fotoğrafın sanıyor. Fotoğrafın sahibi olarak ben bile yeni gördüm. Eğer sayfanızda sitenizde cirit atıyor olsam bunu çok daha önceden farketmem gerekmez miydi? Peki diğer fotoğraflar için farklı mı düşünüyorlar? Bu çıkar sağlamak değilse, nedir?

Üstelik ben mecbur muyum siteden fotoğraf ayıklamaya sizce? Kendisine ait olmayan her fotoğrafı kaldırırsınız ve mesele kalmazdı.

İnsanların haklarını takdir etmemekle kalmadı, örneklerde de görüldüğü üzere küçümseme yoluna gitti. Kendi söylediği için biliyorum aylık 500 bin tık başını döndürmüş olmalı. Vardır, yoktur, neden olamaz, nasıl olur, bu konuya girmeyeceğim ama benim kendisini TIKlatıyor olmamdan fazlasıyla rahatsız olmaya başladığını biliyorum. Bunu da sonuna kadar sürdüreceğim ki bu işe kalkışmayı düşünenlere örnek teşkil etsin. İzinsiz fotoğraf kullanmanın sonuçlarına katlansınlar. Olay internette geçtiği için yine internet üzerinden bilgi veriyorum. Ne hakaret ediyorum, ne de karalıyorum. Sadece durumu ortaya seriyorum. Üstelik kendi açık kimliğimle yapıyorum. Arzu eden iletişim bilgilerime bir iki tık ile ulaşır. Her şey benim açımdan çok açık ve net!

Gelelim araklanan fotoğraf örneklerine:

Kendisi benim sayfalarıma hiç bakmadığını söylemiştir. Bununla niyeyse övünmüştür. Ancak gelin görün ki İstanbul Sıbyan Mektepleri neredeyse tamamen benim yazımdan alınmadır. Evet içerik mesele değil, açarsınız ansiklopediyi oradan yazarsınız. Kendi cümlelerinize devşirirsiniz. Bunda yanlış bir şey yoktur zaten. Haa kendisi çok fazla araştırma yaptığını söylüyor, bunlar bana vahiyle gelmedi herhalde, değil mi? Kafadan uydurmadım, bu fotoğrafları oturduğum yerden çekmedim. Sizinki emek ise bizimki nedir?

Fotoğrafı araklayıp crop yapmak neyin nesidir allaaşkına! Beni çıldırtan işte bu araklama türüdür. Mektepler sayfası:

 

Mihrişah Valide Sultan Sıbyan Mektebi yazdığınızda TAS Istanbul birinci sırada çıkıyor. Görsel aramadan da benim fotoğrafıma ulaşabiliyorsunuz.

 

Fotoğrafın orijinali benim Sıbyan Mektepleri yazımda mevcut. Tam linki de şöyle  http://2.bp.blogspot.com/-q-D7jE-QJ3M/TvpchM8gEaI/AAAAAAAALoM/uv_ZWJXU_WE/s1600/DSC_9369.JPG

Alttaki Şehzade Külliyesi Mektebi fotoğrafında ismim croplanmıştır. Fotoğrafın sağ tarafı gitmiştir.

 

Orijinal fotoğraf yazı dışında şurada da var: http://www.panoramio.com/photo/50308640

Gördüğünüz gibi crop yapılmış. Yani kasıt var. Buldum ve ne yapayım, karıştırmışım, farketmemişim kullanmışım durumu yok. Üstelik birinci sıraya yerleştiğine göre bunun “prim”ini de yiyor. Hepsi bu kadar değil elbette. Bölüm benim fotoğraflar kotarmış.

Yalılar kategorisine giriyorum. Yine benim crop’lanmış fotoğraflarımı görüyorum. Muhtemelen benim İstanbul’un Yalıları yazımdan araklanmış.

Anadoluhisarı’nda bulunan Rıza Bey Yalısı fotoğrafı sitede şöyle:

 

Sağ altında ismim olması lazım ama yok. Evet orijinal paylaşımda mevcut. O da aynı yazıda mevcut ve fotoğrafın tam linki şu: http://3.bp.blogspot.com/-DZaCOGtoLyY/T0FjjBZWRBI/AAAAAAAAOjc/r8XmllzPrdQ/s1600/P1170748.JPG

Aynı durumu diğer yalı fotoğraflarında da görmekteyiz. Komodor Remzi Bey Yalısı kırpılmaktan nasibini almış.

 

Sağ altta isim kaybolacak şekilde crop yapılmış. Aynı yazımdaki fotoğrafın tam linki: http://4.bp.blogspot.com/-CkZ63T5dgN4/T0FjmXsHvcI/AAAAAAAAOjk/Mpikdn6cHeI/s400/P1170756.JPG

Başka yok mu? Ama kırparak, ama isimsiz ise kırpmadan rahat rahat kullanmış.

Camiler kategorisine giriyorum. İshak Paşa Camii fotoğrafını çektiğim günü bile hatırlıyorum. Ama sayfada crop’lanarak kullanılmış.

 

Orijinal fotoğrafın linki de şöyle: http://www.panoramio.com/photo/49271060

Site sadece benim fotoğraflarımdan oluşmuş asla demiyorum. Benden başka pek çok kişiden araklanmış fotoğraflar mevcut. Kendi fotoğrafları da var. Bir kısım fotoğrafı biliyorum ve ondan ötürü söylüyorum. Bir kısmı ise kadrajı ve kompozisyonu ile zaten ilgili şahıs tarafından çekilmediğini bağırıyor. Ciddiyim, çok kötü çekiyor 🙂

Peki ekran görüntüsü aldıklarım dışında yok mu? Muhtemelen var ama açıkcası bakmaktan sıkıldım, keyifsiz bir durum. Şüphelendiklerim mevcut ama karşılaştırma için tarama yapmak lazım. Ben sadece emin olduklarım için görüntü aldım. Lüzumu halinde onları da paylaşırım.