Nişan Taşları Müzeye mi Kaldırılmalı?

İstanbul’dan uzak olduğum için henüz son durumu net olarak bilmiyorum. Bir gazetenin benden nişan taşlarına ait fotoğraf talep etmesi üzerine olayın ciddileştiğini düşünmeye başladım. Panoramio üzerinden ulaşmışlar fotoğraflara. Aslında ilgili yazımda daha fazla fotoğraf vardı. İfade nişan taşlarının korunması ve müzeye kaldırılması olarak geçtiği için acaba yerinde mi korunacak, yoksa açılması düşünülen bir müzeye mi kaldırılacak konusu her ne kadar şüpheli olsa da, önceki duyumlarımı da dikkate aldığımda nişan taşlarının müzeye kaldırılacağı yönünde oldu.

Okçular Tekkesi yeniden ayağa kaldırılmıştı. Son durumunu ben görmedim ama Yandex Panorama’da şöyle geçiyor. Bitmiş olduğunu düşünebiliriz sanırım. Muhtemelen müze de bu yapı içerisinde olsa gerek. Biraz araştırdım ama sağlıklı bir bilgiye erişemedim.

Müze elbette lazım, hatta gezmesinden keyif de alırım. Ama sağdan soldan yerinde gayet güzel duran eserleri toplayarak bir müzede sergileme fikrine pek sıcak bakamıyorum. Eğer lazımsa bir koruma kollama gereği, bunu yerinde yapmak gerekiyor. Taş yerinde ağırdır. Bülbüle altın kafes yakışmaz!

Nişan taşlarının nerede oldukları biliniyor. Okmeydanı’ndaki tüm gecekondulaşma ve tahribata rağmen bu eserlerin bir kısmı bugüne kadar gelmişse, bundan sonra da birşey olmaz. Yapılması gereken, tahribat riski varsa bundan arındırmak, görünürlüğünü arttırmak ve eserle ilgili rahatsız etmeyecek bir tabela yerleştirmek olmalıdır. Üstüne turistik gezi haritaları çıkartıp, insanların ziyaretini de sağlayabilirsiniz. Diğer türlü olduğunda çok meraklısı dışında kimse gidip müzede ziyaret etmez. Ben nişan taşlarının yerlerinden sökülerek bir müzeye kaldırılmasına karşıyım. Eğer gerçekten önemli olduğu düşünülüyorsa zaten yerinde bırakarak da bu önem gösterilebilir. Yerinden söküldüğü anda nişan taşı sıradan bir tarihi sütuna dönüşecektir. Yok illa tekkeyi açtık, müzeyi kurduk, sergileyecek malzeme lazımdan yola çıkılmışsa vah ki ne vah! O halde tüm tarihi mezarlıklardaki taşları söküp söküp müzeye kaldıralım. Tarihi çeşmeleri taşıyıverelim müzelere.

Müzeye kaldırırsak ne olur? Okmeydanı’nın adını bile rahatlıkla değişebilirsiniz. Manası kalmayacaktır artık. O bölgeyi simgeleyen ve geçmişinden geriye kalan sadece nişan ve menzil taşlarıydı. Allahaşkına ok ve okçuluk merakı olanları çıkarırsak geriye kalanların ilgisi nedir? Nasıl çekebilirsiniz bu ilgiyi müzelere? Ama insanlara bu taşları rahatlıkla gezdirir, ilgilerini çekebilirsiniz.

Müzede gördüğünüzde “haa evet, güzelmiş” “vay, maşallah, iyi atmış” diyebilirsiniz sadece. Halbuki yerinde gördüğünüz zaman topoğrafyası ile birlikte değerlendirir ve hatta dönüp çevrenize bakıp “biz ne lanet torunlarmışız” diye de hayıflanabilirsiniz.

Bilmem siz ne dersiniz?